Fotoğraf sanatçısı Alican bu kez Küfri (Göldere) Harabelerini görüntüledi
Fotoğraf sanatçısı Mehmet Sadık Alican, Şanlıurfa’da bir çok sarnıcın, hayratın mezar odalarının ve ne olduğuna ilişkin bilgilere ulaşılamayan çökmüş yapıların yer aldığı Küfri Harabeleri ve Nekropolü’nü fotoğrafladı....
Şanlıurfa’da yaptığı çalışmalarla unutulmuş tarihi gün yüzüne çıkaran araştırmacı fotoğraf sanatçısı Mehmet Sadık Alican, bu kez yöre halkının eski ismiyle Kifri-Küfri dediği şimdi ki ismiyle kırsal Göldere Mahallesinde yer alan Küfri Harabeleri ve Nekropolü’nü fotoğrafladı.
Alican, sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraflarla Küfri Harabelerine ilişkin şunları aktardı:
“Aynı coğrafyada olmasına rağmen mesafe ve tarih açısından birbirinden uzak Sanem mağaraları, Kasr-ül Benat, Çardak Manastırı, Der Yakup Manastırı ( Nemrudun Tahtı ) gibi yerlerin mimari yapısıyla Küfri Harabelerinin yapısal benzerlikleri çok fazla.
Şanlıurfa-Gaziantep karayolunun 27. km.'sinden sola (güneye) sapan Payamlı yolunun 13. kilometresinde yöre halkının eski ismiyle Kifri-Küfri dediği şimdi ki, ismiyle Göldere kırsal mahallesinde ( köyünde ) yer alıyor.
İlk olarak burayı gözlemleyen ve bura ile ilgili incelemelerini;
ŞURKAV Dergisi’nin (Şanlıurfa Kültür Sanat Tarih ve Turizm Dergisi) 6. sayısında yazan Harran Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Cihat Kürkçüoğlu aşağıdaki bilgileri vermektedir;
‘Şanlıurfa'da Harran, Şuayb şehri ve Soğmatar ören yerleri kadar öneme sahip Küfri Harabeleri yeteri kadar tanınmamış bir kültür hazinemiz. Şuayb şehri gibi, kaya mezarlarının ve yerleşim mağaralarının üzerinde çok sayıda yapı kalıntısının bulunduğu bu ören yeri, kendi adıyla anılan merkeze bağlı Küfri (Göldere) Köyü'nde yer alıyor. Üstte yapılar, altta yerleşim mağaraları ve kaya mezarları ile Şuaybşehri'ne kardeş bu ören yerine, ulaşılıyor. Köy evleri, çanak şeklinde bir vadinin doğusundaki tepede yer alan antik kaya mezarları üzerine kurulmuş. Bunun batısındaki tepede ise yine kaya mezarlarının yer aldığı diğer bir nekropol bulunuyor. IV. Yüzyıl Geç Roma dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz Küfri antik yerleşmesi ise bu iki tepenin arasındaki düzlüğe kurulmuş. Yaklaşık 1500 yıldır kendini gizlemiş bu antik yerleşmeden günümüze mimari kalıntılar, bunların temelleri ve kalıntıların altında kaya mezarları ile yeraltı odaları ulaşmış durumda.
Küfri Nekropolünde Kaya Mezarları Lahit Mezar Üçüncü Tür Kaya Mezarları: 10 basamaklı bir merdivenle inilen bu mezarlar üçer arkosoliumlu olup silindir kapı nişleri yoktur. Göldere Köy yerleşmesinin içersinde ayrıca, Lento taşlarla örtülü dromosu, salonu ve üzeri bindirme taşlarla örülmüş üç arkosoliumlu mezarlar yer almaktadır. Bu mezarlarda büyük taşlar harç kullanılmadan örülmüştür. Bu mezarların büyük bir kısmının üzerine köy evleri inşa edilmiştir.’
GÖRÜLMEYE DEĞER BİR YER
Ayrıca köy halkının develik diye nitelendirdiği veya isimlendirdiği mekan askeri garnizon olarak kullanıldığı dönemde, Harran Kalesinin zemin katındaki askeri sığınağa, Keloşk ve Kantarma harabeleri yapılarına çok benzer yanları var. Yine Esemkulu köyünde ki, kaya üstünde yer alan şarap mahzeni diye vatandaşlar tarafından söylenen yerin çok benzeri Küfri harabelerinde de bulunmakta.
Bir çok sarnıcın hayratın mezar odalarının ve ne olduğuna ilişkin bilgilere ulaşılamayan çökmüş yapıların yer aldığı Küfri harabeleri ve nekropolü görülmeye değer bir yer.
Katkılarından için Nabi, İbrahim ve Mesut Günbegi ile köyde bize yardımcı olan dostlarımıza ayrıca bilğilerinden istifade ettiğimiz değerli Cihat Kürkçüoğlu büyüğümüze teşekkür ederim”.
BİHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.