2017 yılında 11 ay Tarım ve Orman Bakanı olarak görev yapan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba dikkat çeken açıklamalar yaptı. 

Anadolu İzlenimleri Genel Yayın Yönetmeni Muhammet Oluklu’yla yaptığı görüşmeden tarım politikasını değerlendiren Fakıbaba "Süt üreticisinin sübvanse edilmesi gerek çünkü süt üreticisini sübvanse ettiğimizde et konusunu da çözmüş olursunuz. Süt üreticisi para kazandığında ette de sıkıntı olmaz. Bu iki şey birbirine bağlıdır" dedi. 

"BAKAN DEĞİŞMEDEN MOTİVASYONLAR DÜŞÜYOR"

Tarımda uzun vadeli adımlar atıldığına dikkat çeken Fakıbaba, bakan olduğu dönemde 'bakan değişecek' iddialarının motivasyonunu düşürdüğüne dair bir itirafta bulunarak "Bildiğiniz gibi kısa bir bakanlık sürecim oldu. Tarımda atılacak adımlar uzun vadelidir. Bir bakan düşünün projeler yapmak istiyor ama bir haber dolaşıyor ortada. Bakanlar kurulu değişecek. Ya da şu bakanlar gidecek. Bakan olan tüm arkadaşların motivasyonu düşüyor. Yani henüz bakan bile değişmeden bunu etkisi yankısı derken motivasyonlar düşüyor" dedi.

"BİR BAKAN 5 YIL BAKAN KALMALI"

Bakanlık süresinin 5 yıl olması gerektiği önerisinde bulunana Fakıbaba "Bu konuda şunu demek istiyorum. Bir bakan en azından 5 yıl bakan olarak kalmalı ki projeleri hayata geçirebilmelidir" ifadelerini kullandı. 

"GERÇEKLEŞTİREBİLSEYDİK PROJE MODEL OLACAKTI"

Kısa süren bakanlık döneminde hayata geçiremediği ve daha önce de dile getirdiği Köysel Dönüşüm Projesi hakkında da açıklamalar yapan Fakıbaba şöyle konuştu:

" Benim dönemimde eğer gerçekleştirebilseydik Köysel Dönüşüm Projesi Türkiye’ye bir model olacaktı. Köyse dönüşüm projesinde her ile 3 tane örnek köy gerçekleştirecektik.  Öyle bir köy düşünün ki Kooperatifi, ortaokulu, lisesi yani AB ülkelerindeki köylerin aynısı olacaktı. Böylelikle doyduğu yer doğduğu yer olacaktı. Kendi köyünde kendi işinde kendi kazancı ile kendi işinin patronu olacak. Ülkesine katma değer katacak. Ürettiği üründen para kazanacak ve mutlu olacak. Bu proje ile ters göçüde başlatmış olacaktık. Yani şehire göç değil şehirden köyüne göçüde başlatarak şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu azaltarak enerjiden tasarruf, çevre kirliğinden VB. etkenleri de azaltarak şehirlerimize de nefes aldırmış olacaktık.”

BİHA