Ramazan ayında doğru beslenme ipuçları
On bir ayın sultanı Ramazan ayı yaklaşıyor. Bu ayda beslenmeye yeterli önem verilmediği takdirde bazı sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor. Diyetisyen Sıla Saraç, Ramazan ayında nasıl beslenilmesine ilişkin püf noktaları anlattı....
Diyetisyen
Sıla Saraç, Ramazan ayında daha sağlıklı ve enerjik hissetmek için önemli püf
noktalarını paylaştı.
SAHURA KALKMAYI İHMAL
ETMEYİN
“Çoğu insan oruç tutarken sahura kalkmayı ihmal etse
de Ramazan ayını sorunsuz geçirmek isteyenler için aslında sahur büyük önem
taşıyor” diyen Saraç, sahurda öğün yapmadan tüm günü aç geçirmenin insanı pek
zorlamıyor olsa bile uzun saatler boyunca aç kalmanın metabolik faaliyetlerde
sorun yaşanmasına neden olabileceğini kaydetti. Saraç, “Sahura kalkmak bu
anlamda günlük tüketilmesi gereken sıvı miktarını tamamlayabilmek,
metabolizmayı yavaşlatmamak ve bağışıklığı düşürmemek için kritik derecede
önemli” ifadesini kullandı.
SAHURDA UZUN SÜRE TOK
TUTACAK YİYECEKLERİ TERCİH EDİN
Sahura kalkmak kadar nasıl beslenildiğine de dikkat
etmek gerekiyor. Oruçlu olunan süre boyunca acıkmadan ve susamadan günü
geçirebilmek için sahur öğününü iyi dengeleyebilmek bir hayli önem taşıyor. Saraç,
şu tavsiyelerde bulundu:
“Sahuru kahvaltı ile benzer örüntüde geçirmek hem
pratik hem de sağlıklı bir seçenek olarak öne çıkıyor. Uzun süre tokluk için
yumurta ve peynir doğru seçenekler arasında. Fazla susamamak için tuzlu peynir
ve zeytinden kaçınmak ise dikkat edilmesi gereken noktalar arasında bulunuyor.
Kuruyemişler kavrulmamış ve tuzsuz olarak tercih edildiğinde sahur için doğru
bir tercih oluyor. Yine hamur işi türündeki besinlerden kaçınmak, bunlar yerine
tokluğu uzatacak ve susamaya sebebiyet vermeyecek tam tahıl ve hatta mümkünse
ekşi maya ile yapılan ekmekleri tercih etmek önemli. Bu noktada ekşi mayanın
tokluk süresinin iyice uzamasını sağlayan bir mucize olduğunu unutmamak
gerekiyor.”
RAMAZAN PİDESİNE SAHURDA
DEĞİL İFTARDA YER VERİN
Diyetisyen Saraç, Ramazan pidesine ilişkin de uyarıda
bulunarak, “Beyaz undan yapılan ve kan şekerinde hızlı yükselme ve düşmeye
sebep olabilecek bu besine sofralarda sahur yerine iftarda yer vermek çok daha
doğru bir tercih olacaktır. Çünkü sahur sonrası uzun süre tok kalabilmek
önemliyken iftarda böyle bir kaygınız olmaz. Bu nedenle ölçüyü aşmamak kaydıyla
iftarda pide tüketebilirsiniz. Tabii ki bir avuç içi kadar pidenin bir dilim
ekmeğe eş değer kaloride olduğunu hatırlatmakta fayda var” dedi.
Saraç, iftar sonrası
sindirim sorunu yaşamamak için de şunlara dikkat edilmesini istedi:
“Uzun süren açlık
sonrası iftarda bir anda her şeyi yemek isteyebiliyor, besinleri alelacele
tüketebiliyoruz ancak iftarda yavaş beslenmek daha sonra hazımsızlık sorunu
yaşamamak ve baş ağrısı çekmemek için oldukça önemli. Orucu yüksek şekerli
besinlerle veya hamur işiyle açmak yerine su, küçük bir hurma ve cevizle açmak,
öğüne çorbayla başlayıp mümkünse 5-10 dakika kadar bekledikten sonra bir
sonraki yemeğe geçmek bütün gün boş kalmış sindirim sistemi için daha sağlıklı
bir başlangıç olacaktır. Aynı zamanda bu şekilde iftarda aşırıya kaçmanın ve
mideye gereksiz yük bindirmenin de önüne geçilebilir. İftar sonrası hafif
tempolu yürüyüş yapmak da yine sindirim sistemi ve metabolizmamız için bir
hayli faydalı.”
KABIZLIK KORKULU RÜYANIZ
OLMASIN
Ramazan ayında tüm beslenme düzeninin değişmesi
sindirim sisteminde de birtakım sorunlara yol açabiliyor. Saraç’a göre, bunun
önüne geçebilmek için sahurda da iftarda da salata ve zeytinyağlı sebzelere yer
vermek, ara öğünde veya sahurda kuru meyve tüketmeyi tercih etmek, iftardan
sahur bitimine kadar aralıklarla 2 litre su içmeye özen göstermek önem taşıyor.
İftar sonrasında yapılacak yürüyüşün de bağırsakların hareketliliğine iyi
geleceğini belirten Saraç, “Bu dönemde sofralarda probiyotik besinlere yer
vermenin kabızlığın önüne geçmek için bir diğer püf noktası olduğunu unutmamak
gerekiyor. Bunun için öğünlerde yoğurt, ayran ve kefir tüketilmesi önem taşıyor”
ifadesini kullandı.
RAMAZANDA KİLO VERMEK KOLAY
MI?
“Ramazan ayının maneviyatını göz önünde
bulundurduğumuzda, öğünlerde aşırıya kaçmadan beslenmek, bedenen de ruhen de en
sağlıklı yaklaşım olacaktır” diyen diyetisyen Saraç, porsiyon kontrolü
sağlandığı müddetçe, Ramazan ayını kilo kaybıyla sonlandırmanın aslında çok
kolay olduğunu kaydetti. Saraç, şunları ifade etti:
“Oruçlu kalınan süre boyunca deneyimlenen uzun süreli
ve zorunlu açlık aralığı, acıkmadan beslenme veya atıştırma alışkanlığı olan
kişiler için güzel bir disiplin sağlıyor. Bu aralar çokça popülerleşen ve
zayıflama yöntemi olarak da kullanılan aralıklı oruçların sistemi de zaten
Ramazan ayında tutulan oruca oldukça benziyor. Bu düzen beslenmeye ayrılan
kısıtlı zaman aralığında sürekli yüksek kalorili yiyecek ve içecekler
tüketilmediği sürece, kalori alımının da otomatik olarak kısıtlanmasına imkân
tanıyor. Bu sayede kilo verimi kolaylaşabiliyor.”
Saraç’a göre, işte Ramazan ayında zayıflayabilmek için
5 püf noktası:
·
Yemekleri iyi çiğneyin ve yavaş yiyin
Çok uzun süren açlık, tokluğu algılamada gecikmeye
sebebiyet veriyor. Ne kadar uzun aç kalırsak o kadar zor ve geç doyuyoruz. Buna
engel olmanın en güzel yolu yemek süresini uzatarak yavaş yemek yemek. Her yeni
tabağa geçerken 5 dakika beklemek ve yemekleri iyi çiğnemek, bu süreyi
uzatacaktır. Tatlıya evet demeden önce de 15 dakika beklemeyi deneyin,
doyduğunuzu ve artık o kadar da istemediğinizi fark edeceksiniz.
·
Uykusuz kalmayın
Yapılan araştırmalar yetersiz uyku sürelerinin artan
beslenmeyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Uykusuz kalındığında vücut, alması
gereken enerjiyi besinlerden karşılamaya çalışıyor. Bu nedenle sahura kadar
uyanık kalıp sonunda çok az uyku süreleriyle günlük rutine dönmek, beden
ağırlığı kontrolünde de tehlikeli.
·
Hareket etmeyi ihmal etmeyin!
Gün boyu aç ve susuz kalmak enerjinizi düşürse de siz
metabolizmanızın yavaşlamasına izin vermeyin. Kendinizi iyi hissettiğiniz bir
saatte mutlaka hafif ya da orta tempolu egzersiz yapın.
·
Bol su içmeyi unutmayın!
Beynimizin susuzlukla açlığı karıştırdığını biliyor
muydunuz? Susuzluğunuzu gidermedikçe doygunluğu da tam hissedemiyor
olabilirsiniz. İftardan sahura kadar geçen sürede aralıklarla bol su tüketmek
bu nedenle de çok önemli. Ve unutmayın: çay, kahve gibi içecekler asla su
yerine geçmiyor.
·
İftarda da sahurda da sebzelere yer verin
Sebzeler tokluğu sağlamada şüphesiz en iyi
yardımcılarımızdan. Diğer yemeklerde aşırıya kaçmak istemiyorsanız her
öğününüzde bol yeşillikli salata tüketmeyi deneyebilirsiniz.
. Oruç tutarken bağışıklığınız
düşmesin
Gün boyu aç ve susuz kalındıktan sonra bir de doğru
beslenilmezse bağışıklık düşebilir. Bunun önüne geçmek içinse besleyici değeri
olmayan yüksek kalorili, şekerli besinler ve hamur işi yerine dengeli öğünler
planlayıp tüketmek çok kıymetli. Meyve ve özellikle sebzeleri beslenmenizde
eksik etmeyin. Burada çeşitliliğin önemli olduğunu unutmayın. Ne kadar çok
renkli sebzeleri ve meyveleri tercih ederseniz size o kadar yararı
dokunacaktır. Özellikle kırmızı, mor, turuncu sebze ve meyvelerin antioksidan
kapasiteleri de çok daha yüksektir. Çiğ kuruyemişleri ve tam tahılları beslenme
planınıza eklemek bağışıklığınızı sağlamlaştıracaktır. Yoğurt gibi probiyotik
besinleri ve baharatları da sofralarınızda bulundurmayı ihmal etmeyin.
HABER MERKEZİ
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.