Bakan Varank: Teknoloji dünyasında hesap verilebilirliğin tesis edilmesi gerekiyor

Bakan Varank, Teknoloji dünyasında, evrensel değerlerin, adaletin, aşırılıklarla mücadelenin, otokontrolün ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesi gerekiyor. dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Vodafone tarafından düzenlenen "Teknolojide Yerli Üretim ve KOBİ'lerin Gücü Webinarı"nda yaptığı konuşmada, Vodafone'un, teknoloji altyapısı ve sarf malzemesi ihtiyacını, KOBİ statüsündeki yerli işletmelerden karşılamak üzere çıktığı ilanın bilişim sektöründe yer alan yerli üreticiler için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.

Büyük ölçekli işletmelerle KOBİ statüsündeki start-up'ların bir araya geldiğinde neler yapabildiğinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele sürecinde görüldüğüne dikkati çeken Varank, "KOBİ'ler" ve "teknolojide yerli üretim" konularına önem verdiklerini dile getirdi. 

Varank, Türkiye'deki her 1000 işletmenin 998'inin KOBİ olduğunu, Ar-Ge'deki insan gücünün yaklaşık yarısının KOBİ'lerde istihdam edildiğini ve start-up'ların büyük kısmını KOBİ'lerin oluşturduğunu bildirdi.

"KOBİ'LERİMİZİN BÜYÜME POTANSİYELİNİ HAREKETE GEÇİRMELİYİZ"

Bakanlık ve ilgili kuruluşların tüm imkanlarını KOBİ'lerin hizmetine sunduklarını anlatan Varank, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz hafta Türkiye İstatistik Kurumu, KOBİ İstatistikleri Raporu'nu yayınladı. Rapora göre, firma ölçeği ile çalışan başına katma değer arasında çok güçlü pozitif korelasyon var. Bu veri bizlere şu mesajı veriyor: Ülkemizdeki ortalama çalışan verimliliğini artırmak için başarılı KOBİ'lerimizin büyüme potansiyelini harekete geçirmeliyiz. Bu da devletin ya da işletmelerin tek taraflı çabalarıyla değil, birlikte iş yapma modeliyle mümkün."

Varank, bu sayede KOBİ'lerin büyük ölçekli işletmelerin tedarik zincirine dahil olabileceği, büyük işletmelerden bilgi transferi gerçekleştirebileceği ve küresel pazarlara açılabileceğini belirterek, iş birliği modelinin ayrıca Türkiye'nin orta-yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerdeki ithal girdi bağımlılığı dolayısıyla cari açığın azalmasına katkı sağlayacağını anlattı.

"TEKNOLOJİK GELİŞİM TEKNOLOJİ SAĞLAYICILARININ SORUMLULUKLARINI ARTIRDI"

Teknolojide yerli üretime verdikleri önemi vurgulayan Varank, son yıllarda bilişim ve iletişim teknolojilerinde çok hızlı bir gelişim yaşandığına işaret etti.

Varank, bu gelişimin teknoloji sağlayıcısı firmaların sorumluluklarını da aynı ölçüde artırdığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Dijital dünyanın devleri, bu sorumlulukları karşılamaktan çok uzaklar. Teknolojik gelişimin yıkıcı gücü, insanlık için yeni bir kriz doğurma noktasına gelmiş durumda. Demokrasi ve özgürlükler beşiği diye tabir edilen yerlerde son dönemde yaşananları hepimiz ibretle izliyoruz. İstediğinde, devlet başkanlarını dahi anında sansürleyebilen kontrolsüz bir güç söz konusu. Ben burada o devlet başkanlarını savunmuyorum ama gelinen noktada anlıyoruz ki küresel teknoloji devleri, yeri geldiğinde ayrı bir devlet aygıtı gibi kararlar alabiliyor, uygulayabiliyor. Bu apaçık bir küresel kriz ve bu krizi başarıyla aşıp aşamayacağımızı bugünkü reflekslerimiz gösterecek. Teknoloji dünyasında, evrensel değerlerin, adaletin, aşırılıklarla mücadelenin, otokontrolün ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesi gerekiyor. Birinci Sanayi Devrimi'ni kazananlarının kurduğu sömürge düzeninin bir benzerinin, bugün 4. Sanayi ve Teknoloji Devrimi'nde yaşanmasının önüne geçmeliyiz. Teknolojik gelişmenin getirdiği esneklik, hiç kimseye sorumsuzluk, kuralsızlık hakkı tanımıyor. Şirketlerin, evrensel normları hiçe sayarak, kendi kurallarını oluşturma çabalarına müsaade edemeyiz."

"SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ SORUMLULUKLARDAN MUAF TUTULAMAZ"

Bu konuda iyi örneklerin de bulunduğunu belirten Varank, Vodafone Türkiye'nin topluma karşı sorumluluklarını yerine getiren ve faaliyet gösterdiği ülkelerde yatırım yapan, istihdam sağlayan, vergisini ödeyen küresel bir teknoloji firması olduğunu dile getirdi.

Varank, sosyal medya şirketlerinin, sorumluluklardan muaf tutulmasının konu edilemeyeceğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:

"Her ekonomik faaliyette olduğu gibi, dijital platform şirketlerinin de etkileşimde oldukları taraflara karşı sorumlulukları var. Türkiye'de, Türk vatandaşları üzerinden ticari faaliyet yürütüyorsanız, bu insanlara karşı sorumlusunuz. Sıradan insanların haklarına riayet etmek, kişisel verilerine, mahremlerine saygı göstermek zorundasınız. Bu, Avrupa'daki insanlar için geçerli olduğu kadar, Afrika'daki insanlar için de Türkiye'deki insanlar için de geçerlidir."

Yakın zamanda sosyal ağ sağlayıcılarına yönelik yapılan düzenlemeye değinen Varank, "Bu şirketlerin ülkemizde temsilcilik açmasını zorunlu hale getirdik. Temsilci atama konusu, şirketlerin bu sorumlulukları kabul edip etmemeleriyle ilgilidir. Düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte bugüne kadar birçok platform Türkiye'de temsilcilik açma kararı aldı. Bu, sadece kamu yönetimlerinin duruş göstermesi gereken bir konu değil. Teknoloji dünyasında söz sahibi olan tüm aktörler ve vatandaşlarımız bu sorumlulukların benimsenmesi ve uygulanması için üzerine düşeni yerine getirmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Varank, Vodafone Türkiye'yi, diğer operatörler birlikte yerli sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarına verdiği destek için tebrik etti.

"5G VE İLERİ BAĞLANTI TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİNİN YERLİ FİRMALARIMIZCA GELİŞTİRİLMESİNİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ"

Yerli teknolojilerin desteklenmesi ve geliştirilmesine yönelik bakanlığının faaliyetlerinden söz eden Varank, 5G ve ileri bağlantı teknolojilerine yönelik çalışmaları anlattı. 

"Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi"nde gelinen aşamaya ilişkin de bilgi veren Bakan Varank, bu alandaki gelişmelerin projenin tamamlanmasıyla elde edilecek ürünlerle Türkiye'nin yerli ve milli 5G altyapısının hayata geçirilebileceğine işaret ettiğini belirtti. Varank, "Ürüne özel teşvik ve desteklerle, 5G ve ileri bağlantı teknolojileri sınıfında yer alan ürünlerin yerli firmalarımızca geliştirilmesinin de önünü açacağız." dedi.

Yerli ve milli teknoloji üretimini destekleme yönünde kamu alımlarını bir kaldıraç olarak kullanacaklarını anlatan Varank, bu kapsamdaki çalışmalara değindi.

Varank, 2000'li yılların başında yüzde 20'lerde olan savunma sanayisindeki yerlilik oranının bugün yüzde 70'ler seviyesine çıktığına işaret ederek, bu başarı hikayesini diğer sektörlerde de yazabilmek için Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı hayata geçirdiklerini, girişimcilerin finansman ihtiyaçlarına yönelik de fonlar oluşturduklarını anımsattı.

TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE YAKLAŞIK 11 MİLYAR LİRALIK YATIRIMA TEŞVİK

Son 8 yılda, telekomünikasyon altyapısı ve donanımlarına yönelik stratejik yatırımlara 359 yatırım teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Varank, "Bu belgelerle öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 10,9 milyar lira, oluşacak istihdam ise 13 bin 371 kişi. Teknoloji geliştirme bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerinde telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren firmalara bugüne kadar yaklaşık 600 milyon liralık destek ve muafiyet sağladık." diye konuştu.

Varank, kalkınma ajansları aracılığıyla yerli tedarik ve iş birliği buluşmaları gerçekleştirdiklerine işaret ederek, bu kapsamda, MAN, TAİ, Arçelik, TEMSAN, TÜRKSAT ve Türk Hava Yolları gibi büyük şirketlerle KOBİ'lerin iş birliklerini başlattıklarını bildirdi.

KOSGEB aracılığıyla son 2 yılda teknoloji seviyesinin ve yerli üretimin önceliklendirildiği destek programları kapsamında 9 bin 742 KOBİ'ye 889 milyon lira bütçe aktardıklarını ifade eden Varank, TÜBİTAK aracılığıyla son 18 senede telekomünikasyon sektörü özelinde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları, akademi ve bilim insanlarına 1,8 milyar lira destek verdiklerini söyledi.

Varank, kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi olacak bir Türkiye yolunda KOBİ'lerin sonuna kadar arkasında olduklarına dikkati çekerek, "Siz yeter ki üretmek isteyin, Bakanlık olarak desteğimizi her daim hissedeceğinizden asla şüpheniz olmasın." ifadesini kullandı.