Tekstil-iş Sendikasından İşçileri için Kölelik Düzeni Son Bulsun Açıklaması

TÜRKMEN, İŞÇİLER İÇİN KONUŞTU: KÖLELİK DÜZENİ SON BULSUN

DİSK–Tekstil İşçileri Sendikası Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, Özak Tekstil işçilerine yönelik baskı ve tehditler olduğunu iddia ederek açıklama yaptı.

DİSK–Tekstil İşçileri Sendikası Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, Şanlıurfa'da Öz İplik-İş Sendikasından istifa ettikten sonra DİSK/Tekstil’e üye olmaları nedeniyle çalıştıkları Özak Tekstil yönetiminin baskı ve tehdidi ile karşılaştıklarını iddia etti.

Türkmen, yaptığı açıklamada, "Kölelik düzeni son bulana kadar mücadelemiz devam edecek" dedi.

Türkmen şu ifadelere yer verdi:

"Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Özak Tekstil’de, yasal ve demokratik haklarını kullanarak sendikamızda örgütlenmek isteyen işçilere karşı fabrika yönetiminin hak-hukuk-yasa tanımayan uygulamaları bitmek bilmiyor.
Özak Tekstil işçileri ağır çalışma koşullarına, hak gasplarına, güvencesizliğe, asgari ücretle sefalet ve kölelik koşullarında çalıştırılmaya karşı; İnsanca çalışma koşulları, insanca bir yaşam ve iş güvencesi için bu yılın başında sendikamızda örgütlenmeye başladılar.

İşçilerden gizli patronla sözleşme imzalayan, tazminatsız işten atma da dahil işçilere yapılan bütün haksızlıklar karşısında işverenle birlikte hareket eden, işçilerin taleplerini savunmak yerine patron işbirlikçiliği yapan fabrikadaki mevcut yetkili sendikadan toplu halde istifa eden Özak Tekstil işçileri, yasalarla güvence altına alınmış olan sendika seçme özgürlüklerini kullanarak sendikamız DİSK/Tekstil’e üye oldular. Ancak, Özak işçilerinin, fabrikadaki bu kölelik düzenine ve patron işbirlikçisi sendikal anlayışa karşı birlik olup gerçek bir işçi sendikası çatısı altına örgütlenmeye başlaması Özak Tekstil yönetimini rahatsız etti.

Özak Tekstil işçileri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarının tanıdığı ve Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış olan sendikalaşma ve sendika seçme özgürlüklerini kullandıkları için aylardır Özak Tekstil yönetimi tarafından baskıya, tehdide, ayrımcılığa uğruyorlar. Özak Tekstil yönetimi, siyasal iktidarın patron yanlısı politikalarından ve yetkili mercilerin patronların işlediği bütün suçlara gösterdiği sonsuz ‘hoşgörü’den ve görmezden gelme tutumundan da cesaret alarak, işçilere ve yasalara karşı aylardır suç işlemeye devam ediyor.

700 civarında işçinin çalıştığı fabrikada 460 işçi sendikamıza üye oldu. Pandemiden önce işçilerin sendikamızda örgütlenmesine engel olmak için işten atma girişimi de dahil her türlü baskı yöntemine başvuran Özak yönetiminin bütün girişimleri sendikamızın ve işçilerin örgütlü tutumu ve direnişi sayaesinde boşa çıkarıldı. Ancak, toplumun ve milyonlarca işçinin sağlığını, yaşamını ve işini-ekmeğini tehdit eden pandemi koşullarını fırsata çeviren Özak Tekstil yönetimi, fabrikanın kapalı kaldığı iki aylık süreçte, üretimin tekrar başladığı 1 Hazirana kadar ve sonrasında, DİSK/Tekstil üyesi işçileri işe başlatmama tehdidiyle ve baskıyla sendikamızdan istifa ederek diğer sendikaya üye olmaya zorladılar. İşçileri sendikamızdan istifa ettirmek için yapılan bu baskı ve tehditler hala devam ediyor.

Özak işçileri, normal çalıştıkları dönemde tam ücret, yani asgari ücret aldıklarında dahi yarı aç-yarı tok, sefalet içinde yaşamını ancak sürdürebiliyorlar. Pandemiden dolayı işçilerin çalışmadıkları dönemde İş-Kur’dan aldıkları, asgari ücretin yarısıyla ve daha da azıyla, kelimenin tam anlamıyla açlığa mahkum edilmelerini ve yaşadıkları çaresizliği fırsata çevirecek ve bunu işçilerin sendikalaşma hakkını ve sendika seçme özgürlüğünü engellemek için bir tehdit aracına dönüştürecek kadar insani değerlerden uzak bir anlayışla hareket eden Özak Tekstil yönetimi, işçilerin hak ve özgürlüklerine hiçbir şekilde saygı duymadığı gibi, yasalara karşı suç işlemeye de pervasızca devam ediyor.

İnsanca bir yaşam ve insanca çalışma koşulları için sendikal örgütlenme ve sendika seçme hakkını kullanan Özak Tekstil işçileri fabrika müdürleri tarafından açlıkla, işsizlikle tehdit edilerek sendikamızdan istifaya zorlanırken, sendikamızdan istifa etmeyen işçiler ise aylardır Kısa Çalışma ve Ücretsiz izinle cezalandırılarak açlığa ve sefalete mahkum ediliyor.
Pandemide işçilerin haklarını, sağlığını ve hayatını patronların insafına bırakan siyasal iktidar, sözde işten atmayı yasaklama adı altında ücretsiz izin uygulamasını yasal hale getirdi. İşçiler için işten atılmaktan daha beter, patronlar içinse sıfır maliyetli olan ücretsiz izin uygulaması ve nasıl uygulanacağı tamamen patrona inisiyatifine bırakılmış KÇÖ uygulaması, hak arayan ve sendikalaşmak isteyen işçileri cezalandırmanın, açlığa mahkum ederek sindirmenin aracına dönüşmüş durumda. Özak Tekstil’de bunun en çarpıcı örneği yaşanıyor.

Özak Tekstil patronuna ve fabrika yönetimine sesleniyoruz.

İşçilerin, anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan haklarına saygılı olun. Sendika seçme özgürlüğünü kullanan işçilere karşı suç işlemekten ve yasaları çiğnemekten vazgeçin! İşçileri sendikamızdan istifa ettirmek için ücretsiz izinle, açlıkla tehdit etme pervasızlığına son verin. İşçilerin yasal haklarına, sendika seçme özgürlüklerine ve tercihlerine saygı gösterin.

Bugün ülkede ve Urfa yerelinde iktidarı ve yasal yetkileri elinde bulunduranların, işçilere yapılan bu haksızlıklar ve işlenen bu suçlar karşısında; işçilerin, emekçilerin hak-hukuk ve adalet arayışı karşısında patronlardan yana tutum almasına güvenerek işlediğiniz bu suçların yanınıza kar kalacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. İşçilere karşı işlediğiniz bu suçların ve hak gasplarının yasalar karşısında bedelini ödetene ve Özak Teksitl’de işçilere yapılan bu haksılzıklar ve bu kölelik düzeni son bulana kadar mücadelemiz devam edecek.

Bizi, elinizin altında tuttuğunuz, işçilere karşı kullanıp bizzat kendi elinizle örgütlediğiniz o patron yandaşı ve işbirlikçi sendikal anlayışla karıştırmayın. Biz onlar gibi işçilere sözler verip, kandırıp, sonra işçileri yüz üstü bırakmayız. O fabrikada tek bir üyemiz dahi kalsa, işçilere yapılan haksızlıklara karşı sonuna kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

Ayrıca üretim yaptığınız LEVI’S, ZARA ve MANGO gibi uluslararası markalar ve bu markaların küresel sendikal birliklerle yaptığı ve uymak zorunda oldukları sözleşmelere göre de bu yaptıklarınızın suç olduğunu hatırlatmak isteriz. Sendikamız hem bu markalar hem de söz konusu uluslararası kurumlar nezdinde, Özak Tekstil’de işçilere yönelik yaşanan bu hak gasplarına karşı girişimlerde bulunmaya başlamıştır. Önümüzdeki günlerde bu markalara ve taraf oldukları sözleşmeleri denetlemekle yükümlü küresel sendikal yapılara ve ilgili diğer kuruluşlara iletmek üzere, Özak Tekstil’de yaşanan sendika düşmanlığını, işçilere yapılan ayrımcılığı, baskı, tehdit ve her türlü hak gaspını belgeleriyle birlikte kapsamlı bir şekilde ortaya koyan bir dosya hazırlıyoruz. Özak Tekstil’de işçilerin sendikal örgütlenme ve sendika seçme özgürlüğünü gasp eden bu uygulamalar en kısa zamanda son bulmadığı takdirde, fabrikanın bu anlamda da ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceğini hatırlatmak isteriz.

Daha önce, sendikamız üyesi işçileri baskı ve tehditle sendikadan istifa etmeye ve başka bir sendikaya üye olmaya zorladıkları için fabrika yönetimi hakkında suç duyurunda bulunmuştuk. Ayrıca önümüzdeki birkaç gün içinde, sendikamızdan istifa etmedikleri için işbaşı yaptırılmayan üyelerimiz adına kötü niyet ve sendikal tazminat davaları da açacağız.

Özak Tekstil’de, yasal ve demokratik haklarını kullanarak sendikamız DİSK/Tesktil’e üye olduğu için haksızlığa uğrayan her bir üyemizin haklarını korumak ve uğradıkları haksızlığın hesabını sormak için sonuna kadar mücadele edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.

Özak Tekstil yönetimine ve onlarla birlikte hareket eden, fabrika müdürleriyle birlikte işçileri tehdit ve baskıyla üye yaparak yeniden yetki almaya çalışan diğer sendika yöneticilerine sesleniyoruz:
Eğer işçilerin özgür iradesine, kararlarına, tercihlerine ve yasal haklarına birazcık saygınız varsa; eğer, baskı, zor ve tehdide başvurmadan işçileri ikna edebileceğinize inanıyorsanız ve kendinize güveniyorsanız, gelin Özak Tekstil’de referandum yapalım. Bütün Özak işçilerini toplayalım ve önlerine sandık koyalım. Gizli oy, açık sayım ilkesiyle demokratik bir oylama yapalım. İşçilerin sendika seçme hakkının demokratik bir şekilde belirlenmesini sağlayalım. Ve bu oylamanın/referandumun sonucunda işçiler neye, hangi sendikaya karar verirse herkes bu karar saygı göstersin.

Özak Tekstil’de kölelik düzeni son bulana kadar mücadelemiz devam edecek. İşçilerin insanca çalışma koşulları, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, insanca bir yaşam ve iş güvencesi için mücadelesi asla son bulmayacak. Bir kez daha, Özak Tekstil işçilerini ve bütün Urfalı tekstil işçilerini haklarımız ve insanca bir yaşam için DİSK/Tekstil Sendikası çatısı altında birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz."

BİHA