ŞANLIURFA
–İstanbul'da, kendisine açılan bir tazminat davasının geri çekilmemesi
gerekçesiyle Abdullah Türkoğlu isimli kişi dün davanın avukatı Servet
Bakırtaş'ı bürosunda öldürdükten sonra kendisine dava açan Öznur Tufan'ı da
silahla vurarak öldürmüştü.
Avukat Bakırtaş'ın bürosunda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından, İstanbul Barosu'nun çağrısı üzerine ülke genelinde avukatlar basın açıklamalarıyla olayı kınıyor.
Şanlıurfa Barosu da bugün adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Çok sayıda avukatın destek verdiği etkinlikte açıklamayı Baro Başkanı Avukat Velat İzol yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Dün İstanbul Bakırköy’de bir meslektaşımızı alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Av. Servet Bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güçle, ölüm kustu.
Edindiğimiz bilgiye göre, yaralama suçu nedeniyle mahkum olup cezaevinden yeni çıkan ve kendisine karşı açılan tazminat davasının geri çekilmesini isteyen, ancak bu talebi reddedilince tehditlere başlayan katil zanlısının önce meslektaşımızı sonra da dava açan müvekkili öldürdüğü anlaşılmaktadır.
Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri yaratan toplumsal bakışı da anlatmaktadır. Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi, kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir. Bir mesleğin ‘ölümü göze alarak’ sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da, o toplumun bir kesimi için utançtır.”
Açıklamanın
devamı şu şekilde:
“Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkumiyetleri acımızı hafifletmiyor artık. Her bir avukat ölümünün bir “toplumsal ders” olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor. Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği. Savunma olmazsa, “olmaz yargılama” diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi bir özel müdafii olmazsa, bu katil zanlısını da “bir avukat” savunacak. Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim.
Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Avukat Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak. Duruncaya kadar hukuk adına, durduruluncaya kadar adalet adına atan Servet Bakırtaş’ın yüreği şimdi bizde atacak. Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak Av. Servet Bakırtaş’ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız. Sözün bittiği yerdeyiz”.
BİHA