Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şanlıurfa
Şube Eşbaşkanı Mahmut Binici, Eyyübiye ilçesinde bir Kuran kursunda eğitmenin
sopayla çocuklara şiddet uyguladığı olaya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“ 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte milli eğitim temel kanunu yok sayılarak eğitim sistemi dernek, cemaat vb. yapıların insafına bırakılmıştır” diyen Binici, iktidarın desteğini arkalarına aldığını ileri sürdüğü bu yapıların çocukların gelişimine uygun olmayan her türlü baskı aracını kullanarak sistematik ihmal ve istismarın merkezi durumuna geldiğini kaydetti.
Binici, eğitim sisteminin laik, bilimsel alandan uzaklaşıp cinsiyetçi ve dinsel alana kayması ile çocukların örgün eğitime devamı azalıp dini kurslara yönelimin arttığını ileri sürerek, “Kız çocukların erken yaşta evliliği ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların çocuk işçiliği de artmıştır” ifadesini kullandı.
Eyyübiye’de Kuran kursuna yaşanan şiddet olayını hatırlatan Mahmut Binici, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“ Son olarak sosyal medyaya yansıdığı üzeri Eyyübiye ilçesinde bulunan Hayati Harrani Kur'an kursunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, ismi öğrenilemeyen kurs görevlisi plastik sopa ile eğitim gören çocuklara şiddet uyguluyordu. Kur’an Kursu fiziksel şiddetin, çocuk ihmali ve istismarının, çocuk hakları ihlalinin mekânı haline gelmiş görünüyor.
Çocuğun hakları ve üstün yararı için çocuk ihmali ve istismarının sıradanlaştırıldığı, çocuk haklarının yok sayıldığı bu mekanlar kapatılmalı; çocuklara şiddet uygulayan görevliler hakkında derhal yasal işlemler yapılmalıdır.”
Çocukların çocukluklarını yaşayabilmelerini sağlamanın, onları her türlü fiziksel, duygusal, ekonomik istismar ve ihmalden korumanın anne, baba ve çocukların bakımıyla yükümlü olanların yanı sıra devlet ve toplumun da ortak sorumluluğunda olduğunu kaydeden Binici, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Türkiye’de çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan karanlık tablo, çocuk haklarının ülkemizde sadece kâğıt üzerinde kaldığını göstermektedir. Eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere, Türkiye’de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi temelinde demokratik, eşit ve özgürlükçü politikalar üretilmeli ve Çocuk Hakları Sözleşmesine konulan çekinceli maddeler kaldırılmalıdır. Tüm çocukların parasız, nitelikli, laik, bilimsel, kendi anadilinde kamusal eğitim alması için gereken adımlar atılmalıdır”.
BİHA