Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Sen) Şanlıurfa Şubesi,
bugün Türkiye Büyük Millet Meclis (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülecek olan
Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Şube
binası önünde yapılan açıklamayı Eşbaşkan Özlem Ulutaş Şengül yaptı.
Açıklamada, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili tasarının eğitim çalışanlarının ve sendikaların tamamına yakınının eleştirilerine rağmen TBMM Genel Kurulu gündemine getirileceği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Eğitim Sen olarak daha önce defalarca belirttiğimiz gibi, TBMM’ye sunulan kanun tasarısı gerek biçimi, gerekse sınırlı içeriği açısından bir meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Kanun tasarısında özel okullar ve kurslarda çalışan öğretmenlerin ekonomik ve sosyal haklarına ilişkin hiçbir düzenleme olmaması önemli bir eksikliktir. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısının sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi kabul edilemez.”
Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama olmayacağı ifade edilen açıklama, şöyle sürdü:
“Tasarıda uzman öğretmen ve başöğretmenlerin görev, yetki ve sorumlulukları diğer öğretmenlerden ayırt edilemediği için eşit işe eşit ücret ilkesinin ihlal edildiği açıkça görülmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin uzman öğretmen, başöğretmen gibi statü farklılıkları üzerinden ayrıştırılması, hatta kendi içinde bölünmesi işyerinde çalışma barışının bozulmasına neden olacak, eğitim sistemi bu durumdan kaçınılmaz olarak olumsuz etkilenecektir. Yapılması gereken öğretmenleri statülerine göre sınırlandırıp, birbirine rakip haline getirmek değil, öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına son veren ve kadrolu çalışmayı esas alan düzenlemeler yapmaktır.
Tasarıda aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu’na devredilmesi, aday öğretmenlerin iş güvencesine yönelik büyük bir tehdit anlamını taşımaktadır. Bu düzenleme ile atamalarda yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulamalarının yeniden gündeme gelmesi, arşiv taraması ve güvenlik soruşturması gibi uygulamalar üzerinden yeni mağduriyetlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır”
BİHA