ŞANLIURFA - Memurlar Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, yaptığı yazılı açıklamayla 2022 yılına dair beklentilerini paylaştı.
Geçen seneyi değerlendirdiği açıklamasında pandeminin etkisinin ve ekonomik dalgalanmaların hala devam ettiğini vurgulayan Coşkun, dünyanın birçok ülkesindeki açlık, hastalık, darbe ve etnik kıyımın yanı sıra Türkiye’de yaşanan yangın ve sel baskınlarını hatırlattı.
Açıklamasında memur ve memur emeklisine de değinen Coşkun, şunları kaydetti:
“Eylül ayında başlayan finansal kriz, ister istemez bizi bir ek protokole zorladı. Süreç için gerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleriyle Genel Merkezimiz yoğun görüşmeler sürdürerek hem kamu görevlilerinin yaşadığı gelir kaybını dile getirdi hem de çözüm konusunda önerilerimizi sıraladılar. KPDK toplantısında da bu sürecin nasıl işletilmesi konusunda fikirlerini paylaştılar.
20 Aralıkta, hükümetin aldığı tedbirlerle döviz kurunda görece bir istikrar kavuşmuş gibi görünüyor. Bizler bu noktada Ekonomik Bağımsızlık Savaşı olarak kodlanan ekonomik mücadeleyi desteklediğimizi, bununla birlikte, programın başarıya ulaşabilmesi için emek kesiminin güçlendirilmesi adına adımların atılması gerektiğinin altını çizdik ve bu noktada mücadele kararlılığımızı ortaya koyduk.”
Coşkun, 2022 yılında da bu kararlılıklarını sürdüreceklerini belirterek, gayelerinin güçlü Türkiye olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin, dünyanın içinden geçtiği anafordan güçlenerek çıkmasını istediklerini ifade eden Coşkun, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bizler, ülkemizin yapısal sorunlarının bir an önce halledilip, küresel borç batağında boğulan ülkelerin aksine, finansal dalgalanmalardan etkilenmeden, üretime dayalı, istikrara kavuşmuş bir ekonomik modelle, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmasını istiyoruz.
Söz konusu modelin oluşması ve hatta sürdürülebilir olması için; emeğin değerinin hem nitelik hem de nicelik bakımından yükseltildiği adil bölüşüm mantığına ihtiyaç vardır.
Bu noktada hizmet üretimi yapan kamu görevlilerinin hem alım gücünün yükseltilmesi hem de sosyal haklarının genişletilmesi önem arz etmektedir.
Onun için diyoruz ki; Adil bölüşüm sağlansın, Türkiye güçlensin…”.
BİHA