Hayır deme becerisi, çocuğu tehlikelerden koruyabilir

Hayır demenin sonradan öğrenilen bir beceri olduğunu vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu becerinin erken yaşlardan itibaren kazanılması gerektiğini belirtti.

Hayır demenin bir beceri olduğunu ve yetenekten farklı olarak sonradan öğrenildiğine dikkat çeken Tarhan, “Hem sosyal hem de içsel bir beceridir. Bu beceriyi çocukluk döneminden itibaren öğreniyoruz. Hayır demeyi veya dememeyi öğrenebiliyoruz” dedi.


Bu becerinin öğrenilmesiyle ilgili birçok genetik çalışma bulunduğunu kaydeden Tarhan, “Hayvanlarda hayır demekle ilgili sınırlar genetik olarak kodlanmış. Bir hayvanın doğar doğmaz kendi güvenlik alanı vardır. Güvenlik alanı içerisinde idrarla işaretleme yaparlar. Kedigiller, aslan, kaplan ve köpek gibi hayvanlar o alana gireni düşman görürler. O alandan uzaklaştırırlar. Hayvanların yakınlarıyla ilişkileri ve yabancılarla ilişkileri, hayır deme tepkileri farklıdır” ifadesini kullandı.


SINIR KOYMA SONRADAN ÖĞRENİLİYOR

Hayvanlardan farklı olarak insan çocuğunun sonradan öğrendiğinin altını çizen Tarhan, “Genetik olarak insanda bu özellik yok. Yani diğer canlılar yaratılıştan öğrenmiş olarak doğuyor ama insan öğrenmek üzere doğduğu için bunları sonradan aile içinde öğreniyor. Hatta medenileşmenin ilk işareti komşuyla kendi arasında çit yapmak. Yani kendi sınırlarıyla başkasının sınırlarını belirleyebilmek. Sosyal bilim açısından bu çok daha önemli” dedi.


YAŞAM BİR SEÇİM, HAYAT BİR TERCİHTİR

Hayır deme becerisinin öğrenilmesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, “Kişinin yetiştiği ortam önemli. Çocukluk çağı travmaları ve yaşantıları önemli veya o kişinin değişime ve yeniliğe açık olup olmaması önemli. Kişinin kendini sürekli geliştirme içinde olup olmaması da öyle. İnsan, hayatı boyunca pek çok konuda karar vermek zorunda kalıyor. Böyle durumlarda ‘Evet, hayır, uygun, uygun değildir, güvenli, güvenli değildir’ şeklinde karar veriyoruz. Yaşam bir seçimdir. Hayat bir tercihtir sloganımız var. Aslında yaşam bir seçim, hayat bir tercihtir. Her dakika, her saniye onlarca tercih yapıyoruz, onlarca karar veriyoruz. Her karara evet diyebilmek veya her karara hayır diyebilmek mümkün değil, doğru da değildir. Önemli olan seçici olmak ve doğru kararı verebilmektir” diye konuştu.



HAYIR DİYEBİLME, STRES YÖNETİMİNİN BİR GEREĞİDİR

Günümüzde stresin 100-200 yıl önceye oranla çok daha fazla yaşandığı bir ortamda olduğumuzu kaydeden Tarhan, “Hayır diyebilme, stres yönetiminin de bir gereğidir. Hayır diyebilme kişilik gelişiminin bir gereğidir. Hayır diyememe bazı insanlarda zayıftır. Bazı insanlar her şeye önce hayır derler ondan sonra dinlerler. Aslında bu tip insanların hayır demesi, ‘Bana bir zaman tanı’ anlamına gelir. Bu insanlar iletişimde çok hata da yaparlar. Yanlış anlaşılırlar. İnsanlar ondan kaçarlar. Bu tip kişiler, iletişimde negatif olurlar ve olumsuz ilişkilere sebebiyet verebilir” ifadeleri kullandı.


KURALLI EVDE BÜYÜMEYEN KİŞİ, BU BECERİYİ ÖĞRENEMİYOR

Her şeye evet diyen kişilerin bir müddet sonra evet demesine karşın o evetin arkasında durmadığını kaydeden Tarhan, “Her şeye evet diyen güvenilmeyen kişi olur. Bunun için kişinin kurallı yaşamayı ve hayatın kurallı bir ortam olduğunu bilmesi gerekiyor. Kurallı bir ortam olmayan evde büyüyen çocuk, bu beceriyi öğrenemiyor. Eğer evde kurallı ortam yeterli değilse, gevşek disiplin varsa yine öğrenemiyor. Ya da her şeye izin veren ebeveyn varsa çocuk bu beceriyi yine öğrenemiyor. Bir ebeveynin her şeye evet dediği, diğerinin ise her şeye hayır demesi durumunda çocuk bu beceriyi tutarsız disiplinde yetiştiği için yine öğrenemiyor” dedi.


BİHA