Dünya genelinde 100 milyondan fazla öğrenci Covid-19 pandemisi nedeniyle alınan önlemler kapsamında kapalı olan okullarına nihayet kavuştu. Fakat Delta varyantı tehdidi, aşı tartışmaları ve toplumsal bağışıklığın halen sağlanamamış olması “kapanma riskini” sürekli canlı tutuyor. Elbette bu süreç, öğrencileri olduğu kadar eğitimcileri de fazlasıyla etkiliyor. Öğrencilerin duygusal durumlarını, yeteneklerini ve potansiyellerini değerlendiren eğitimciler, pandemi sürecinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Eğitim metodolojisinin baştan aşağıya değiştiği bu süreçte eğitimciler, öğrencilerin devamlılığını sağlayabilmek için de farklı yollar keşfetmeye çalıştı. Peki ama gerçekten geride kalan iki yılda Öğretmenler bu yaşananlardan nasıl etkilendi? Dünya genelinde pek çok eğitimcinin yaşadığı sorunları mercek altına aldık. EĞİTİMCİLER İKİ ARADA KALMIŞ DURUMDA Birçok meslekte olduğu gibi eğitimciler de bu süreçte karmaşık görevlerle karşılaştı. Büyük bir öz güvenle ve tam bir özveriyle çalışan eğitimciler, mesleki olarak alışık olmadıkları yöntemlere ayak uydurmaya ve teknolojik araçlarla öğrencilerinin açıklarını kapatmaya gayret ettiler. Diğer yandan salgın döneminin getirdiği psikolojik ve sosyal sorunlarla boğuşan eğitimciler, öğrencilerinin bu dönemden en az zararla çıkmasına da uğraştılar. Teacher Task Force'un 25 Mart 2020 tarihli verilerine göre, dünya genelinde kapatılan okullar 63 milyon eğitimciyi etkiledi. O tarihten bugüne, artan vaka sayıları, yeni duruma uyum sağlama stresi ve işsiz kalma korkusu sebebiyle eğitimciler oldukça zor günler yaşadı. Yüz yüze eğitimin başlaması ve gereken önlemlerin alınmaması nedeniyle okullarda artan vaka oranlarına karşı, eğitimciler iki arada bir derede kalmış durumda. Bir taraftan evde bulunan öğrencileri için online derslere devam ederken, diğer taraftan yüz yüze eğitimleri sürdürmeye uğraşıyorlar.
BİRÇOK EĞİTİMCİNİN PSİKOLOJİSİ BU SÜREÇTE CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLENDİ
Ülkemizde de birçok eğitimci bu süreçten olumsuz etkilendi. Tam kapanmayla birlikte başlayan online derslere, teknik altyapı yetersizlikleri sebebiyle hazırlıksız yakalandıklarını söyleyen eğitimciler, her şeye rağmen büyük bir özveriyle öğrencilerin eğitim faaliyetlerinin aksamaması için ellerinden geleni yaptı. İstanbul'da görev yapan bir ilkokul öğretmeni, uzaktan eğitim süreciyle birlikte öğrencileriyle kurduğu bağın giderek zayıfladığını belirtti. "Online eğitimdeki diyaloglar, yüz yüze eğitimdeki gibi olmuyor maalesef. Velilerle de öğrencilerle de bir iletişim sorunu yaşadık" ifadesini kullanan eğitimci, tüm gayretlerine rağmen derslerin verimsiz geçtiğini söyledi. Teknik altyapı yetersizlikleri yaşandığını, gereken teknolojik ekipmana ulaşamayan öğrencilerin derslere katılamadığını belirten ilkokul öğretmeni, "Yaşadığımız süreç bizim ve öğrencilerimizin psikolojisinde sorunlara neden oldu" açıklamasını yaptı. Van'da görev yapan bir İngilizce öğretmeni de benzer durumlara işaret ederek, teknik aksaklıklar nedeniyle öğrencilerin derslere gerektiği gibi odaklanamadığını, bu durumun da kendisinde endişe yarattığını söyledi ve ekledi: "Evde zaman geçirmenin artarak sosyalleşmenin azaldığı bir dönemde ben de herkes gibi ruhsal açıdan kötü etkilendim." Öğretmenlerin bu döneme yaşadığı sorunlara ilişkin Hurriyet.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Eğitim-İş İstanbul 1 no'lu Şube Başkanı Veli Fırat Şimşek, öncelikle teknik altyapı eksiklikleri nedeniyle yaşanan sorunlara değindi. "Biz öğretmenler olarak öğrencilere ulaşmakta çok zorluk yaşadık" diyen Şimşek, "Birçok öğrencinin internete bağlanacak cihazlarının olmadığını gördük. Öğretmenlerde de durum aynıydı, bazı öğretmenler kredi çekerek kendilerine bilgisayar aldı" ifadesini kullandı. Birçok eğitimcinin belirsizlikle geçen bu süreçte psikolojik destek almaya başladığını belirten Şimşek, eğitimciler arasında psikolojik sorunlar nedeniyle ilaç kullanımının arttığına dikkat çekti.
‘BİR EKRANA BAKARAK, DAHA İYİ NASIL ÖĞRENECEKLERİNİ ANLAYAMIYORUM’ ABD’de ise hızla yayılmaya devam eden Delta varyantı nedeniyle pek çok eğitimci, yaptıkları işin daha stresli hale geldiğini belirtiyor. Washington Post’a konuşan eğitimciler, artan vaka sayılarıyla birlikte öğrencilerin bir kısmıyla yüz yüze eğitim yaptıklarını, bir kısmı ile de online derslere devam ettiklerini söylüyor. İlkokul öğretmeni Mary Rita Watson, ortaya çıkan ikili durum nedeniyle yorgun ve iki kat stresli olduğunu ifade ederek, “Bu yaşadıklarımız gerçekten çok zor. Bazı zamanlar, derse online katılan ve yüz yüze ders işlediğimiz öğrencilerin beni anlamadıklarını düşünüyorum” sözleriyle içinde bulundukları durumu açıklıyor. 37 yıldır öğretmenlik yapan Roberta McGuire ise, pandemide öğrencilerini şahsen göremediği için öğrenme tarzlarını ve hızlarını anlamakta çok zorlandığını söylüyor. “Bir ekrana bakarak onların bir konuyu daha iyi nasıl öğreneceğini anlayamıyorum” ifadesini kullanan McGuire, öğrencilerle birlikte ailelere de uzaktan eğitime ilişkin dersler vermeye başladığını belirtiyor ve ekliyor: “Bazı ailelere en temel konularda eğitim vermek gerekebiliyor. Bir metni nasıl kopyalayıp yapıştıracaklarını ve sisteme nasıl belge yükleneceğini öğretiyorum.”
AİLELERİNİ KAYBEDEN ÖĞRENCİLERLE ÖZEL OLARAK İLGİLENİYORLAR
Eğitimciler bu dönemde sadece eğitim faaliyetleri ile ilgilenmedi, ailelerini kaybeden öğrencilerin yaşadığı travmaları biraz olsun azaltmaya de çalıştılar. Michigan’da eğitmenlik yapan Jessica Mathews (43) Time’a yaptığı açıklamada, yaşadıkları bölgede Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının oldukça fazla olduğunu, öğrencilerinin bir kısmının da aile üyelerini kaybettiklerini ve bu nedenle ciddi travmalar yaşadıklarını söyledi. “Gece yarıları bana mesaj atan öğrencilerim oldu ve her biriyle uzun uzun konuşuyordum” diyen Mathews, “Bu felaketin ardından yüz yüze eğitime geçtiğimizde, hiçbir şey olmamış gibi onlara matematik dersi anlatamayız. Onlara özen göstermeliyiz” uyarısında bulundu. Sorunun kökenine inen Mathews, maddi yetersizliklerden ötürü uzaktan eğitim alamayan gençlerin durumuna değindi. ABD’li eğitimci, “Eğitimde fırsat eşitliği olmadığını herkes biliyordu. Okulların teknik altyapıları yetersizdi; öğrencilerin ise evlerinde böyle bir eğitimi alma imkânı sağlayacak araçları bulunmuyordu. Bu öğrenciler ve biz adeta kaderimize terk edilmiştik. Pandemi devam ederken, önlemleri artırmak yerine okulda yüz yüze eğitim yapmamız mı gerekiyordu?” ifadesini kullandı. Diğer yandan, bu dönemde Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden eğitimciler de oldu. Florida’da yaşayan eğitmen Anita Carson, ağustos ayından bu yana öğrencilerinin virüsten ölen öğretmenlerini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
İNGİLTERE'DE OKUL ÖĞRETMENLERİ: AKIL SAĞLIĞIMIZI KAYBETTİK Britanya’daki öğretmenlerin birçoğu da Covid-19’un yarattığı kaygı, stres ve yorgunluk nedeniyle mesleklerinden uzaklaştıklarını açıkladı. The Guardian’dan Sally Weale’e konuşan bazı eğitimciler, okulda oldukları süre boyunca virüse yakalanmaktan korktuklarını belirtti. Tedbirsizlikler ve yeterli eğitim personelinin bulunmaması nedeniyle zor zamanlar geçiren eğitimciler, bu süreci “Deliliğe ya da ölüme doğru sakin bir yürüyüştü” olarak tanımladı. Lancashire'daki bir öğretmen ise “Meslektaşlarımın çoğunun morali son derece bozuk; istifa etmeyi düşünüyoruz. Ülkeyi yönetenler tarafından tek başımıza bırakıldık” ifadesini kullandı. Birçok eğitimci, karşı karşıya kaldıkları risklerin Londra hükümeti nezdinde anlamı olmadığını düşündüklerini söyledi. Mesleğe yeni başlayan 26 yaşındaki bir eğitimci, “Bu dönemde akıl sağlığımı kaybettim. Öğretmenlik kariyerime başlarken, umutlu, neşeli ve pozitiftim. Bunun yerine bir süre sonra aşırı yorgun, bitkin ve zihinsel olarak perişan hale gelmiştim. Özellikle, pazar akşamları okula dönmektense kendime zarar vereceğimi düşünüyordum. Doktorlar durumuma depresyon teşhisi koydu ve işten çıkarıldım” açıklamasını yaptı.
ALMANYA’DA EĞİTMENLERİN İŞ YÜKÜ YÜZDE 61 ORANINDA ARTTI Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, eğitmenlerin iş yükünün pandemi sonrası yüzde 61 oranında arttı. Eğitmenlerin fazla iş yüküne yol açan görevleri arasında araştırma yapmak (yüzde 52), evde ve okulda çalışma gruplarını organize etmek (yüzde 42), öğrencilerin günün farklı saatlerindeki ihtiyaçları (yüzde 41) ve dijital araçların kullanımı (yüzde 30) geliyor. Almanya’nın en kuzeyinde bulunan Schleswig-Holstein eyaletinden bir öğretmen DW’ye yaptığı açıklamada, “Parçalandım” dedi. “Bir öğretmen olarak normal koşullarda çalışmak isterdim” diyen eğitimci ayrıca şunları söyledi: “Teknolojik ekipmanlar olmadan tüm öğrencilerle iletişim halinde olmak çok daha farklı olurdu. Bir insan olarak, vaka sayılarının arttığı bu dönemde böyle bir işi yapmak istemezdim. İşlerin normale döndüğünü görmek istiyoruz, çünkü öğretmenler olarak bizler gereken korunma tedbirlerine sahip değiliz. Maskemizi ve teknik donanımımızı bile kendi cebimizden karşılıyoruz.”
ÖĞRENCİLERİNİN DURUMLARINI TAKİP EDİYOR, ZİYARETLERİNE GİDİYOR…
Bir Güney Amerika ülkesi olan Ekvador, salgının ilk gününden bu yana ciddi kayıplar veriyor. Tedbirlerin arttırıldığı ülkede uzaktan eğitim ise oldukça güç şartlarda yapılıyor. Bunun da nedeni, nüfusun üçte ikisinin internete erişimi olmaması. Böylesi koşullarla karşı karşıya kalan eğitimciler, internete erişimi olmayan milyonlarca öğrenci ile tek tek ilgilenmek durumunda. Maddi olarak zor durumdaki ailelere mensup çocukların psikolojik durumunu takip eden Luis Carlos Anchico, öğrencileriyle yaptığı telefon konuşmalarında karantina stresi veya evde parasızlık gibi pandemi kaynaklı endişelerin olduğunu anladığında, motoruna atlayarak öğrencilerini ziyaret ediyor ve onlara destek oluyor. Bu ziyaretlerde öğrencilerinin derslerine de yardımcı oluyor. Üç yıl önce bölgede bulunan bir okulda 30 çocuğa öğretmenlik yapmaya başladığını söyleyen Carlos, “Başlangıçta sadece beşi okuyabiliyordu. Bugün ise hepsi okuyabiliyor ve fikirlerini doğru şekilde yazabiliyor. Bütün öğrencilerim çok büyük ilerlemeler kaydetti ancak salgın dönemi başladığında bu ilerleme yavaşladı. Ne yazık ki, evlerde yapılan eğitim çalışmaları yüz yüze yapılan çalışmaların yerini tutmuyor” dedi.