Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizmi Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından organize edilen Taş Tepeler programı kapsamında 2 yıldır kazıların sürdüğü Karahantepe görücüye çıktı. Karahantepe Ören Yerinde düzenlenen programa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vali Abdullah Erin, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ün yanı sıra çok sayıda bürokrat ve siyasetçi katıldı. Programa ulusal ve uluslararası basın ise yoğun ilgi gösterdi. Konuşmaların ardından Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul protokol üyelerine ören yerini gezdirdi.
Taş Tepeler projesi kapsamında Şanlıurfa’da yaşamış diğer medeniyetlerin izlerini de çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Prof. Dr. Gülriz Kozbe, Neolitik dönemi hedef edinerek diğer dönemlerin izlerini de bulacaklarını belirterek, Urfa’nın çok yönlü arkeoloji tarihini dünyaya tanıtacaklarını vurguladı.
“GÖKDELENLERİ KÖŞEYİ BULAN İNSANLAR SAYESİNDE İNŞA EDİYORUZ”
Karahantepe Kazı Başkanı Necmi Karul ise insanların yerleşik hayata geçme sürecinin bir günde yaşanmadığını söyledi. Bitkilerin tohuma, hayvanların evcilleşmesinin birkaç yüzyıl sürdüğünü ifade eden Karul, “Bugün 2 milyon kilometre karede dünyada yapılan tarım tahılların yaşama alınmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Okul kitaplarındaki bilgiler arkeolojik kazılarla birlikte değişti. Dünyanın en eski köylerinde anıtsal yapılar var. Bunların tamamı zemine gömülmüş ve üzeri çatıyla kapatılan yapılardır. Ve henüz o zaman köşe yapmayı bilmiyorlar ve yapıları bu yüzden daire yapıyorlar. Köşeli yapılarda bu bölgede ortaya çıkıyor. Bugün gökdelenler inşa edebiliyorsak geçmişte köşeyi bulan bu insanlar sayesindedir. Hepsinin içerisinde 12 tane dikili taş var. Bu taşlar yerleşkelerin kenarındaki taş ocaklarında yapılıyor. Yapıların ortak özelliği işlevleri bittiği zaman bir insanın gömülmesi gibi gömülüyor” dedi.
“KARAHANTEPE GÖBEKLİTEPE’YLE ANLAM BULUYOR”
Bölgedeki bütün yapıların çapı ne olursa olsun gömüldüklerini sözlerine ekleyen Karul, “Bütün yaşanmışlıklarla birlikte bu yapılar gömülüyor. Karahantepe 10 bin 500 yıl önce başlıyor. Sürecin ileri aşamalarında hayvan betimlemeleri değil insan betimleri yer alıyor. 3 boyutlu çok sayıda insan başı ve heykeli var. Zamanla daha karmaşık hale geliyor. Karahantepeyi sadece düşündüğümüzde değil Göbeklitepeyle birlikte düşündüğümüzde bir anlam ifade ediyor. Aradaki bin 500 yıllık bir süreci anlaşılıyor kılmaya çalışıyoruz. İnsanlar ilk yerleşik hayata başladığında kendilerini bir hayvanlar alemi parçası olduğunu görürken zamanla kendilerini daha önemli gördüklerini ve evrenin en önemli parçası olarak gördüklerini görüyoruz. Biz soruları arttırıp cevaplarını buluyoruz” diye konuştu.
“ANA İSTASYON GÖBEKLİTEPE VE KARAHANTEPE’DİR”
Karahantepe’nin Tek Tek Dağları Milli Parkı içinde bulunması nedeniyle iyi korunmuş bir bölge olduğunu dile getiren Bakan Ersoy, Karahantepe’ye olan ilginin Göbeklitepe’de yapılan kazırlarla paralel bir şekilde arttığını söyledi. Burada yapılacak çalışmalarla, Göbeklitepe’de henüz araştırılmamış olan dönemin yerleşimcileri ve yerleşim yerleri hakkında bilgilere ulaşılmasının hedeflendiğini aktaran Ersoy, “ İnanıyorum ki Göbeklitepe’de olduğu gibi bu çalışmaların sonuçları da arkeoloji dünyası için ciddi bulgu ve bilgiler ortaya koyacaktır. En az 12 noktayı kapsayacak Taş Tepeler Projesi’nde Göbeklitepe ve Karahantepe ana istasyon; Sefertepe, Taşlıtepe, Ayanlar Höyük gibi alanlarda ise ara istasyonlar planlanmıştır. Karahantepe ana istasyon noktasında ziyaretçi merkezinin 2022 yılında hizmete açılmasını hedefliyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZDE YAPILAN EN KAPSAMLI ARKEOLOJİ PROJESİ”
Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğü’nde kazıların sürdüğüne dikkat çeken Ersoy, “Yakın zamanda Ayanlar, Yoğunburç, Harbetsuvan, Kurt Tepesi ve Taşlıtepe yerleşimlerinde de kazı çalışmaları başlayacak. İşte bütün bunlar Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi çatısı altında yapılıyor. Bu, ülkemizde yapılmış en büyük ve kapsamlı arkeoloji projesidir. Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’yı kapsayan uluslararası iş birliği çerçevesinde ise 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi, enstitü ve müzeyi de projemize dâhil ettik. Saha dışında da çalışmalar olacak. Uluslararası Dünya Neolitik Kongresi gibi uluslararası bilimsel toplantılar ve etkinlikler yapacağız. Ziyaretçi karşılama ve tanıtım merkezleri, sergi ve çevre düzenleme projeleri, ulaşım ve altyapı düzenlemeleri gibi çalışmalarda hayata geçirilecek” diye konuştu.
BİHA